SİVAS (İGFA) – MS (Multipl Skleroz) hastalığını anlatarak konuşmasına başlayan Uzm. Hicret Betül Akdağ, “Multipl Skleroz (MS), beyin ve omurilikte mesaj taşıyan sinirlerin etrafındaki koruyucu kılıfın (miyelin kılıf) hastalığıdır. Sertleşmiş dokular (skleroz), kılıfın hasar gördüğü yerde bulunur. Bu sertleşen bölge plak olarak da adlandırılır. “Bu plaklar sinir sistemi içinde beynin ve/veya omuriliğin farklı bölgelerinde oluşabilir ve mesajların sinirler boyunca iletilmesini engelleyebilir.”
Şu anda MS hastalığının kesin bir nedeni olmadığını belirten Uzm. Akdağ, “Hastalığın neden oluştuğuna dair birçok teori olsa da halen kesin olarak tespit edilebilmiş değil. Bu konuda birçok teori ortaya atılmış olsa da genetik olarak yatkın bireylerde MS ile ilgili bilinmeyen bir virüsün vücudun bağışıklık sisteminin olumsuz davranmasına yol açarak sinirlerin miyelin tabakasına saldırarak onu yok ettiği söylenebilir.
MS (Multipl Skleroz) hastalığının değerli semptomlarını sıralayan Dr. Akdağ, “Hastalığın belirtileri; Alevlenmeler ve düzelmelerle ilerler. İlk sikluslarda tam iyileşme gösterirken, az sayıda hasta başlangıçtan itibaren iyileşme olmaksızın kötüleşme yaşayabilir. Semptomlar, etkilenen sınır sisteminin alanına bağlı olarak farklıdır. Bunların ortasında halsizlik, karıncalanma, uyuşma, hissizlik, kararsızlık, çift görme, az görme, konuşma bozukluğu, titreme, kol ve bacaklarda sertlik, halsizlik, idrarını tutamama veya yapamama ve cinsel iktidarsızlık sayılabilir. erkekler sayılabilir. Tarif edilen belirtilerden bir veya birkaçı bir arada görülebilir.
Hicret Betül Akdağ, Multipl Sklerozun (MS) ölümcül bir hastalık olmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sonlandırdı;
“Hastalığa bağlı sakatlık durumunun zamanla arttığı bir gerçektir. Ancak hastalığın seyri ve belirtileri her hasta için farklıdır. Multipl Skleroz (MS) ölümcül bir hastalık değildir. Ortalama yaşam süresi açısından MS hastaları ile sağlıklı bireyler arasında anlamlı bir fark olmadığı ortaya çıkmıştır. MS’te bulaşma, bir kelime meselesi değildir. Akıl veya akıl hastalığı değildir, ancak tıbbi olarak sınır sistemi hastalığıdır. Kalıtsal bir hastalık değildir. Ailelerinde MS olan kişilerde MS’e hafif bir yatkınlık vardır. Hastaların mümkün olduğunca günlük aktivitelerine, sosyal ve profesyonel çalışmalarına devam etmesi önerilir. MS nedeniyle bir engeliniz varsa sağlık raporu alarak işyerinde uygun düzenlemeleri talep edebilirsiniz. Hastaları evlendirmenin bir sakıncası yoktur. MS hastaları evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Evlenmeden önce eşlerin hastalıkla ilgili bilgileri birbirleri ile paylaşmalarında fayda vardır. MS cinsel yolla bulaşan bir hastalık değildir. Kadınların hamile kalabilmelerini ve sağlıklı çocuk sahibi olmalarını etkilemediği gibi hamilelik sürecini, doğum hareketini ve doğum şeklini de değiştirmez. Doğan bebekler genellikle normal kilodadır. Hamilelikte özellikle son aylarda atak riski azalır. Ancak doğumdan sonraki 3-6 ay içinde atak riski artabileceğinden ek tedavi gerekebilir. Hastalarda atak sıklığı gebelikten kısa bir süre sonra gebelik öncesi döneme döner. MS varlığı gebeliğe engel olmamalı ancak uygun zaman ve koşullarda planlanmalıdır.
